22 Haziran 2016 Çarşamba

Genç Hasta Olmak



Nasıl 70 yaş üstünde birini gördüğümüzde kulakları duymuyordur diye bağırarak konuşuyor, gözleri görmüyordur diye telefondan her şeyi zoomlayarak gösteriyorsak; genç birinin de hasta olabileceğine inanmayıp sürekli onu yoruyoruz. -yazar burda siz ve ben ayrımı yapıyor-

Yaşlılıkta hastalık nasıldır bilemeyeceğim de, genç hasta olmanın ekstra zorluklarının oldukça farkında olarak burda birkaç "dangalakça" yorumu, davranışı gömeceğim müsaadenizle. 

1. "Ama sen hasta olmak için çok gençsin" yakarışı

Di mi? Ben de öyle düşünmüştüm. Hemen söyleyim de düzeltsinler şu durumu, kısmetse 45-50'den sonra yine alırım hastalığımı. Bu hastalığı ben istemedim, seçmedim. Benim yaptığım bir şey yüzünden de olmuyor. Hatta bilmek isterseniz hastalığa yakalanma yaşı 25-40'ta daha sıklaşıyor. Herkesten uzak olsun, ama bebekler bile hastalanıyorken, şaşırma ifadenizi daha başka cümlelerle dile getirmelisiniz.

2. Gözünü dikip bakma hastalığı

Özellikle hastanede yatarken, ağrım varken, ya da herhangi bir nedenle tekerlekli sandalye, sedye benzeri bir alet üzerindeysem başıma geliyor bu genelde. poliklinik önünde sıra sıra dizilmiş sandalyelerde, sıra sıra dizilip doktoru beklerken, benim yanlarından geçip öncelikli olarak doktorun karşısına çıkabiliyor olmamı algılamakta zorlanıyor bazen insanlar. Ve düşünmeye başlıyorlar, acaba nesi var, tekerlekli sandalyede zaten durumu demek ki ağır falan filan... O bakışları gördükçe ben bakışlarımı kaçırıyorum onları tedirgin etmemek adına da, benim bakmayışımı fırsat bilip daha da bir gözlerini dikiyorlar, baştan aşağı, aşağıdan başa süzüyorlar da süzüyorlar.

3. Ciddiye almama

Bu da başka bir konu işte. Çünkü onlar yaşlı olduğu için -daha doğrusu ben genç olduğum için- onlardan daha hasta, daha acil durumda olma ihtimalim yok. Ben tekerlekli sandalyede kolumda damar yoluyla getirilmiş olabilirim, tüm barsagımı kaplamış bir iltihaba da sahip olabilirim, ama bunların hiçbiri onların önünde işleme girmeme yol açmamalı! Sıramı beklemeliyim, neticede onlar da hasta, onların da mideleri yanıyor.

4. Sorma, sorma, sorma

Hastane ortamında arkadaşlık kurmaya yönelik meyili bilmeyen yoktur sanırım. Amaç karşındakinin hastalığını, derdini öğrenmekten çok, konuyu kendine getirip, benim de sol yanım ağrıyor diyip anlatmaya başlamaktır aslında. Genç hasta olunca, anlatma hevesi bir an için de olsa yerini dinleme hevesine bırakıyor, merak konusu oluyorsun bir anda o ortamda. Gerçi tam dinleme de denmez gerçi "neyin var çocuğum?", "strestendir çocuğum", "sen şimdi git çörekotu ye, ölüyü bile diriltir çocuğum" diye gider bu.
Anladık çörekotu! Ha bi de kefir... Kefir önemli!

5. Bonus track - Küçük gösterme

Bu da hem genç hasta, hem de yaşından küçük gösteren Gökçe'nin kaderi. Bütün hemşireler, "canım sen ilacını içtin mi" modunda takılır, hastane personeli "sen" hitabında hiçbir sakınca görmez, ilk gittiğin doktorlar hem yaşından hem de görüntünden bir hastalık beklemediği için "yemin ederim hastayım" diye ikna etmeye çalışırsın :)

İşin özü, ben de hasta olmak için genç olduğumu biliyorum, daha doğrusu 30 yaşındaki insan ortalamasından farklı konularla uğraştığımı biliyorum. Ama yaşadığım şey anormal değil, sadece nadir. Bu kadar şaşırmayınız, lütfen :)