28 Nisan 2017 Cuma

Teknolojinin Nimetleri: Enteroklizis ve Çift Kontrastlı Kolon Grafisi

Hastalığım teşhis edildiğinden beri sağdan soldan ne bulursam okurum tıpla ilgili, birçoğunu anlamam ama anladığım kısımlar hep çok etkileyici gelir bana. Lisede eşit ağırlık seçmeseydim, Tıp okusaydım keşke diye az düşünmedim. Hala da yapabilir miydim acaba diye düşünüyorum. Bu yaştan sonra her şeyi bir kenara bırakıp doktor olacak değilim -özgüvene gel :)- ama hep içimde kalacak orası kesin. Dünkü işlem sırasında da hep aynı şeyi düşündüm. Bir röntgene bakıp nasıl büyülenebilir insan size açıklayamam, ama çıktığımda o kadar heyecanlı anlattım ki gördüklerimi, dışardan baksanız Mona Lisa'yı anlatıyorum sanırdınız :)

Önce enteroklizisi anlatayım. Ben bu işlemi hastalığımın ilk teşhis aşamasında yani 2010'da ve ilk ameliyatımdan sonra hızlı bir nüks yaşayınca 2011'de olmak üzere 2 kere yaptırdım. Türkiye'de bu işlemi hakkıyla yapan yalnızca tek bir kişi bulunuyor bildiğim kadarıyla. Yani dışarıdaki özel görüntüleme merkezlerinde de yapıldığını duydum, ama doktorum bir türlü içi rahat bir şekilde yönlendiremedi onlara. Ki ücret konusunun bir sıkıntı olmayacağını söylediğim halde, efektifliğini sorguladı hep. İşlemi Cerrahpaşa'da Prof. Dr. Uğur Korman yaptı bana daha önce. Hatta yaklaşık 1 sene önce yine bu işleme ihtiyaç duyduğumda, Cerrahpaşa'ya gittiğimde, Uğur Hoca'nın hasta olması dolayısıyla bu işlemin artık yapılamadığını söylemişlerdi bana.

Her iki işlemden önce de size verilen talimatlar doğrultusunda bağırsak temizliği yapıp, aç olarak hastaneye geliyorsunuz. Size bir önlük veriyorlar ve üzerinizdeki tüm metallerden arınarak o önlüğü giyiyorsunuz. Kolonoskopi sırasında verdikleri çirkin şalvardan sonra oldukça tarz bir önlük verdiklerini söylemem gerekiyor :) Şöyle bir şey giyeceksiniz;



İşlem, gerektiğinde dik duran, gerektiğinde yatırılan, sağa sola çevrilebilen bir sedyeye dik olarak yaslanmanızla başlıyor. Ayağınızı bastıgınız bir zemini ve yanlarda tutunmanız için kolları olan bir sedye olarak tarif edebilirim bunu. Sedyeye dik olarak yaslandıktan sonra esnek bir hortumu burnunuzdan sokmaya başlıyor. Bu cümleyi nasıl yumuşatırım bilemedim, bu yüzden en gerçek haliyle anlatacağım. Hortumu baya baya burnunuzdan sokuyor, boğazınızı, yemek borunuzu falan geçiyor, mideden ve 12 parmak bagırsagından sonra ince bağırsağın başında duruyor. Yani sanırım bi 60-70 cm kadar ilerletiyor hortumu. Boğazınızdan geçme aşaması ise doktorun tecrübesiyle kolaylaşıyor diyeceğim, ama yine de en zor kısmı o. Yutkunmanız söyleniyor tam ordan geçerken ama söylediğim kadar kolay olmuyor maalesef. Yine de her iki seferinde de zor da olsa sıkıntısız geçirmişti Uğur Hoca. Benzer şekilde, midedeki kanamayı kontrol etmek amacıyla Adana'da gittiğim acil servisteki hemşire, denerken boğazımı paramparça etmişti de yine de becerememişti. Sonrası acı, gözyaşı, hastaneden kaçma falan :/

12 Parmak bağırsağını da geçip ince bağırsağın başına kadar ilerledikten sonra yavaş yavaş baryum denen bir çözeltiyi hortumdan vermeye başlıyorlar. Kireç beyazı bu madde röntgende kontrast yaratıyor ve bağırsağınızın hangi kısmından sorunsuz bir şekilde geçtiğini, hangisinde tıkanıklık yaptığını ortaya koyuyor.

İlacı verdikten sonra hoca kumanda odasına gidiyor ve burda hem üzerinde bulunduğunuz sedyeyi yatak, dikey, sağ , sol hareket ettirerek ilacın hızlı bir şekilde bağırsakta ilerlemesini sağlıyor, hem de görüntülemek istediği kısımlarda ilacı sabit tutuyor. Bir yandan da yine üzerinizde çok hareketli bir röntgen cihazı istenen açılardan görüntüler alıyor.
İşlem bittikten sonra hortum çıkarılıyor ve rahatlıyorsunuz. Ancak dediğim gibi, Uğur Hoca'nın masa başına geçmesiyle birlikte bu işlem artık rafa kaldırılmış durumda.

Çift kontrastlı kolon grafisini ise sanırım uzman bir doktor yaptı. Belki bir Uğur Hoca değildi ama en az onun kadar tatlı bir kadındı. Hem işlem sırasında sohbeti, hem de işe olan inancı ve inadı beni çok mutlu etti. Daha içeri girer girmez 'Sen nasıl crohn hastasısın, crohn hastaları ölü gibi olurlar' diyerek moral verdi bana, kalp kalp.

Bu işlem de yine aynı sedyeye, sırt üstü olarak yatmanız şeklinde başlıyor. Poponuzdan rektal hortumla baryum veriliyor bu sefer. Beni en çok korkutan kısım bu olmuştu ancak düşündüğüm kadar acılı bir şey olmadı. Yine aynı 'ayran çalkalama' işlemiyle birlikte ilacın bağırsaklarınızdan geçmesi izleniyor ve görüntü alınıyor. Biraz tuvaletiniz geliyor gibi oluyor ancak tutmanız gerekiyor.

Benim için en etkileyici kısmı, bir yandan sedyeyle sağa sola, aşağı yukarı çevrilirken, üzerimde hareketli röntgen cihazıyla birlikte bağırsaklarımı 3 boyutlu olarak ekranda görmek oldu. Sağa yatırıldığımda içerden ilacın sağa doğru akması, arada leğen kemiğimi, göğüs kafesimi görmem, içinde tüm bağırsaklarımın sıralı olduğunu incelemem... İnanılmaz bir tecrübeydi.
<3 nbsp="" p="">
Her iki işlemden sonra da tuvaletiniz kireç beyazı çıkıyor. Tam pir piremses kakası yani (burada utanan maymun emojisi hayal edin) :) Korkmayın, 3-4 seferden sonra geçiyor. İlaçla birlikte hava da verdikleri için biraz gazınız ve dolayısıyla ağrınız oluyor ama onlar da 1-2 gün içinde en geç geçiyor. İşlemin CD'si hemen, raporu ise 1 hafta sonra size veriliyor. Siz de alıp kendi doktorunuza götürüyorsunuz, oldu da bitti maşallah oluyor.

26 Nisan 2017 Çarşamba

Tebdil-i Mekan; Cerrahpaşa'da Kolonoskopi Olmak

Kolonoskopi sonucunu ve Cerrahpaşa'da kolonoskopi olma tecrübesini anlatacaktım, tabii ki günler geçti üstünden.

Öncelikle Cerrahpaşa'da kolonoskopi olmaktan bahsetmek istiyorum. İlki dışında bütün kolonoskopilerimi aynı doktor yaptı benim. Zaman içinde beni ve bağırsaklarımı tanıdıkça, ne kadar dozda ilaç verdiğinde acı hissediyorum, ne kadarında sorunsuz geçiriyorum, bagırsağımın yapışıklığı durumunda nasıl ilerlemesi gerekiyor hepsini ezbere biliyordu. Dolayısıyla benim için kolonoskopi hiçbir zaman stresli bir şey olmadı. Hele ki sonrasında özel hastaneye de geçtikten sonra, konfor konusunda eksiksiz bir şekilde gerçekleşti işlemler.

İlk kolonoskopim ise nasıl diyim, insanın kendini -aşağılanmış tam aradığım kelime olmayabilir- ancak oldukça dipte hissettiği bir şekilde oldu. Okmeydanı Eğitim Araştırma'da, sabah randevusuna öğleden sonra 3'te girerek, Temmuz ayının sıcağında aç, susuz ve kaldırımdan başka oturacak bir yer olmaksızın bekleyerek oldum. Çılgın bir kalabalık, herkesin elinde talep edildiği üzere 1 top kağıt havlu, işlemin psikolojik olarak rahatsızlığını umursamayan personel vardı. Üzerine verdikleri -sanırım- sedatifin etkisi o kadar azdı ki, zaman zaman uyanıp ekrana bakıp bagırsaklarımın içini görebildim, zaman zaman karnımın içinde acı ve rahatsızlık karışık bir duyguyla skopu hissettim.

Cerrahpaşa'daki kolonoskopim konusunda da çok umutlu değildim. Öyle ya da böyle üniversite hastanesi, kalabalık, yoğun personel fikrine hazırlıklı olarak gittim. Bayıltmadan yapıyoruz deseler bile sesimi çıkarmayacaktım. Balon dilatasyon yapılabilmesi amacıyla işleme başlanacağı için, herhangi bir uzman doktor değil, hoca yapıyor işlemi. Öğretim üyesi farkı olarak da sanırım 400küsür lira gibi bir şey ödedim. Eğer hoca yapmasaydı muhtemelen herhangi bir ücret çıkmayacaktı. Öğretim üyesi talep ediyorsanız bunu bilerek gidin derim.

Prosedür kısmını tamamladıktan sonra özel hastanelerde verilen önlüğün aksine, arkasında ufak bir penceresi olan şalvarımsı bir kıyafet verdiler. Tek kullanımlık, sorunsuz bir kıyafet ama çirkin mi çirkin :) Yanımda refakatçi olarak gelen arkadaşım çektiği fotoğrafları ömür boyu aleyhime koz olarak kullanabilir yani. Gerçi sen bu halinle de çok güzelsin dedi sağolsun da, yemezler :) Neyse sonra işlemin yapılacağı odaya, sedyenin üzerine oturdum, o arada da arkadaşımın benimle oturmasına izin verdiler. Yaklaşık yarım saat odada oturup bekledik. Bunları anlatmamın nedeni de genel hal ve tavırlarını aklınızda canlandırabilmek, zira ben böyle insani bir tavır karşısında şaşırdım. Beklediğim bir muamele değildi.

Ama bir sorun vardı ki, operasyonun olduğu oda buz buzzz. O gün dışarıda hava da henüz çok ısınmamışken, klimayı 21 derecede, soğuk ayarda çalıştırmışlardı, üzerime üzerime de üflüyordu. Sonradan öğrendim ki ameliyathanelerin de bu şekilde soğuk olmasının amacı doktor ve personelin konforuymuş, ama fazla soğuk olduğu durumda hastaların enfeksiyon riski artıyormuş, dolayısıyla termal battaniyeyle hastaların ısıtılması gibi öneriler varmış.

Bir süre sonra arkadaşımı odanın dışına çıkardılar, bana damar yolu açtılar ve yine sanırım ilk ilaç olan dormicum'u verdiler. Şöyle anlatayım, ilk ilaç şeffaf, diğeri kireç beyazı olan. kireç beyazı olanı vermeye devam ettikleri sürece baygın kalıyorsunuz, ama ilacı kestiklerinde uyanıyorsunuz. Normalde beyaz ilacın verildiğini ben hiç görmem, şeffaf ilaçla mis gibi uyumaya başlarım. Ama bu sefer ne olduysa şeffaf olanı verdiler, üzerine 1 doz beyaz olandan verdiler, ben hala uyanığım, cin gibi etrafa bakıyorum :) beyaz ilacın 2. dozunu verirken hemşire şaşırdı, sen niye hala uyumadın diye, onu beklermiş gibi duyduğum son söz o oldu, sonrası aynı ---> KÜT!

Uyanırken tam da referandum sonrası gündem tek olunca, ilk hatırladığım şey doktorumun referandumda ne oy verdin diye sorması oldu. O halimle bile hemen cevapladım; HAYIR!

Refakatçimin yardımıyla kalktım, giyindim, biraz kendime gelince hem işlemi yapan hem de normalde benimle ilgilenen doktorlarla konuştuk. Balonu yapamamışlar, inflamasyon çok fazla olduğu için, pek ileri de gidememişler anlattıkları kadarıyla. Bu durumda 2 seçeneğimiz var yine, ya ameliyat ya da bu bahsettiğim yurt dışından gelen/gelecek ilaç, ki sanırım ameliyata daha yakınlar hocalar. Çünkü önce dışarda refakatçimle sonra da benimle konuştukları konu, bu ameliyatı en iyi şekilde yapabileceklerini düşündükleri hocanın Acıbadem'de olması ve benim sigortamın karşılayıp karşılamayacağı konusuydu.

Bunlara karar verene kadar da ordaki inflamasyonu geriletmek için kortizona başladım yine. CRP'min düşük olması nedeniyle pek etkisi olmayacağını düşünüyor hoca, ama yine de denemek istedi. Çünkü hala asıl ağrı nedeninin yapışıklık olduğu fikrinde ısrarcı, ki bence de öyle.

Yarın kontrastlı kolon grafisi diye bir şey çekileceğim. Bugün yine fleet soda'yla bagırsaklarımı temizliyorum. Rutin haline geldi bu içimi dışımı temizlemek bende, komple bi arınma yaşıyorum :) Bu işlem affedersiniz yine popodan girip, içeri baryum denen kireç beyazı ve röntgende kontrast oluşturacak bir madde verilerek yapılan röntgen çekimi. Daha önce de benzerini burundan girip, ince bağırsağın başından itibaren baryum verilerek çekilen enteroklizis isimli bir işlemle yaptırmıştım yine Cerrahpaşa'da. Ama şimdi anlatmayacağım çünkü hem yazıyı çok uzattım, hem de fleet soda içimi kolay, ama tansiyon düşüren bir ilaç. Bu yüzden yoruldum :/

İşlemden sonra hem enteroklizisi hem de kolon grafisini anlatırım ayrı bir yazıda, sözüm olsun. Bu yazının konusu Cerrahpaşa'da kolonoskopiyle sınırlı kalsın. Son olarak bağlıyorum, Vay seni Cerrahpaşa demeyin, korkmadan gidin :)